Özet
Bu makale Zizek’in zevk hırsızlığı kavramını incelemesine dayanarak mültecilerin ev, mahalle ve aidiyet tecrübeleri üzerine olan söylemlerin konvansiyonel Türk medyasında nasıl unsurlar içerdiğini analiz etmektedir. Türk medyasında farklı gazeteleri eleştirel bir şekilde inceleyerek Suriyeli mülteciler, özellikle de Suriyeli kadın ve çocuklar, meselesini ele almaktadır. Bu makale gazetelerde yer alan söylemlerin Suriyeli mülteciler meselesinde nasıl farkındalık ve hassasiyet ürettiğini ve nasıl yeniden ürettiğini incelemektedir. Makale, Suriyeli mülteciler üzerindeki bu söylemlerin belli başlı özelliklere sahip olduğunu ve özellikle mültecilerin zevki çalan figürler olarak temsil edildiğini iddia etmektedir. Cinsiyetçi toplumsal perspektifte, mülteciler söylemsel olarak ev ve mahalledeki zevki çalan figürler olarak kurulmuşlardır. Haber metinleri derinlemesine incelendiğinde Suriyeli çocukların mahalledeki huzuru bozan, yerel yaşamı ve gündelik hayatın normal seyrini tehdit eden, Suriyeli kadın mülteci öznelerin ise “Türk kadınlarının kocalarını çalan” ve “evleri ve yuvaları yıkan” figürler olarak görüldüğü iddia edilmektedir. Böylece mikro sosyal yapılar olarak ev ve mahalle Suriyeli mülteci “öteki” üzerine söylemlere katkıda bulunmaktadırlar.